upload music to get code

16 Eylül 2008 Salı

BÜYÜK YANGININ KÜÇÜK DAMLASI


Henüz yaşım 10,cebimdeki misketlerden yeni kurtulmuş televizyonu yeni keşfetmiş gibi izliyor, daha neyi ne kadar sevdiğimin bilince olmadan çocukluktan feragat edişimi ve gençlik dönemimi ilk adımlarını banyodaki aynadan seyrediyorum. Olgunlaşan bir beden, asileşen bir ruh ve her geçen gün daha çok ilgi isteyen bir insan oluyorum dum , öyle geçmeye başlıyor 10 yaşından sonraki yaşlar, dersler ve televizyon tüm zamanımı alıyor birde odamdaki güzel sesli kanaryam bunlarla zamanımı geçiriyor, birde aynı yaşlarda komşumuz Halil amcanın kızı Leyla var. aynı yaşlarda ve aynı sınıfta öğrenim gördüğümüz için sık ,sık görüşüyor ve ders çalışıyorduk en iyi arkadaşımdı Leyla benim..
Zamanın çok ağır ilerlediği yaşlardı bir an önce büyümek araba kullanmak ve özgürce harcayacağımız bir maddiyatın sahibi olmak hep büyümek, büyük insan olup kendimizce özgür olma hayalleri kuruyorduk
Bunca günler ve seneler arasında hayatıma anlam kazandıran ve bazı düşüncelerimi değiştiren bir olay oldu…………..

Yine bir cumartesi günü erkenden kalkıp kanaryamın suyunu ve yemini verdikten sonra biraz televizyon seyrediyordum , henüz annem ve babam uyanmamıştı, ama ben acıkmıştım mutfaktan bir parça ekmek ve biraz peynir aldım, ekmeği kesmek için bıçak aldım ve kesmeye başladım ve bir an dikkatsizlikle elimi kestim ekmek bıçak yere düştü ve elimi izlemeye başladım kan durmadan akıyor ve parmağım acıyordu diğer elimle parmağımı acıdan sıkıyor ama daha fazla kanıyordu aklıma annemi seslemek geldi, seslendim ama duymadı o anki çocuk zekası ile telefona sarıldım ve çevirdiğim numara 112 acil numarası olmuştu…
Ses çok sempatik ve ilgi uyandıracak bir yumuşaklıkla -alo nasıl yarım edebilirim- dedi
- alo parmağımı kestim çok acıyor
- önce sakin olun, yaşınız kaç
- 10 yaşındayım hanım efendi
- Kesik derin mi
- Hayır ama kanıyor
- Anneniz ve babanız evde yok mu ?
- Var, yukarıdalar ama uyuyorlar
- Tamam ,önce temiz bir bez bulun
- Buldum
- Şimdi onu parmağınıza sarın ve biraz bekleyin ve sonucu bana bildirin
- ( biraz zaman geçtikten sonra tekrar sorar telefondaki bayan
- Evet şimdi nasıl elin acıyor mu halen
- Hayır kanamada kesildi ( tebessümle cevapladım, ilgisinden ve yardım severliğinden çok hoşlandım ve teşekkür ettim ) ve telefonu kapattım.
Ve o an hiç aklımda çıkmadı. Bir sonraki gün tekrardan aynı numarayı çevirdim , yine aynı bayan çıktı ve sıradan basit sorunlar anlattım ,oda her zamanki gibi yine büyük bir alçak gönlülükle cevapladı , artık her gün arar olmuştum, kedinin yemeğini yemediğini dün gece uyumadığımı okulun kötü geçtiğini anlatıyordum oda bana nasihatlerde bulunuyor çözüm önerileri sunuyordu yine böyle bir günlerden birinde kanaryamın cansız bedenini kafesinde gördüm ve hemen telefona sarıldım
- alo filiz çok kötü bir şey oldu
- dur sakin ol tek , tek anlat ne oldu
- kanaryam , kanaryam hiç ötmüyor , hiç şarkı söylemiyor sanırım ölmüş ,
- mert önce sakin ol ve kuşa dokunma tamamı, üstelik bu kadarda üzülme o artık ebedi dünyada şarkı söylüyor sadece sen duyamıyorsun
- ama ben duymadıktan sonra, çok kötüyüm filiz

biraz teselliden sonra telefonu kapattık ve yaklaşık bir saat sonra kapı çaldı ve bir kafes içinde rengarenk bir kanarya elinde biri kapıda belirdi
- mert bey ile görüşecektim
- buyurun benim
- Bu kuşu filiz hanım gönderdi
Ne olduğunu anlayamadan odamda tekrardan kanarya sesleri yankılanıyordu , arayıp teşekkür ettim ve telefonu kapadıktan sonra , neden bu kadar anlayışlı ve iyi bir insan olduğunu düşündüm annesinin gösterdiği şefkatten hiçbir farkı yoktu..

Artık aylar su gibi ilerliyor lise üniversite derken yaşadığım şehirden ve filizden hayli uzak kaldım ailemde taşınmıştı o şehirden yani hiçbir bağlantım kalmadı, önce iş ve düzenli bir hayattan sonra Leyla ile evlendim ,işim geregi sık, sık seyahat ediyordum ve bir gün işim eski yaşadığım şehre gittim , bir otele yerleştim ve işlerime koyulmuştum boş zamanlarımda özlem gidermek için şehirde geziyordum, aklıma filiz geldi ve eski oturduğum mahalleye gittim ve oradan bir telefon buldum ve aradım..
- merhaba hanım efemdi benim kedim yemek yemiyor ne yapmalıyım
- ( birkaç saniye telefondan ses gelmedi )
- Demek elin iyileşti mert
- ( durumlar ve haller soruldu nerede nasıl yaşandığı anlatıldı, azda olsa kısa bir özlem giderildi ve )
- Sizi ziyaret etmek istiyorum nerede çalıştığınızı söylerimsiniz bana
- Tabi neden olmasın ama bu günlerde tadilat var ve evde de misafirlerim var zamanın varsa gelecek hafta görüşelim
- Tamam olur daha burada birkaç haftalık işim var, ama telefonumu vereyim müait olduğunuzda arasınız bende gelirim
- Tamam ver
- ( telefonumu verdikten sonra kapattım ve tekrardan işime koyuldum )

Hafta bitti aramadı, işim bitmiş filizin telefonunu bekliyordum gitmeme birkaç gün kalmıştı ve konuşalı iki hafta olmuştu tekrardan aynı telefon kulübesine gittim ve aradım.
- alo çok merak ettim neden aramadın benim zamanın dolmak üzere
- ( telefondan faklı bir ses geldi ve kimi aradığımı sordu )
- Filiz hanımla görüşecektim kendisi orada çalışmıyor mu ?
- Evet burada çalışıyordu ama kendisini geçen hafta kaybettik
- ( bir an duraksadım ve başım döndü )
- Siz mert bey misiniz ?
- Evet benim
- Beni dinleyim lütfen, ben filiz hanımın arkadaşıyım ve size bir notu var onu iletmem gerekiyor bir saniye şuraya bırakmıştı ( ve okumaya başlar )
- Merhaba mert uzun zamandır telefonunu bekledim ama senin bu şehirden gittiğini bilmeden günlerce senelerce telefonunu bekledim hatta evini buldum ama taşındığınızı öğrendim, çok üzülmüştüm , ama yinede umutla telefonunu bekledim ve birkaç gün önce aradın, kalbim heyecanla atıyordu, ama bunu sana hissettirmedim ,zaten hastaydım ve sakin olmam gerekiyordu ağlamamak için kendimi zor tutuyordum ,sanırım bu notu yırtmadan çöpe atmamışsam bil ki bu dünyada değilimdir , hastalığım çok ilerledi ama bunu bilen bir doktor birde ben vardım tedavi, gördüm ama yapacak pek bir şey kalmamıştı son bir umutla yine telefonun başında çalışarak geçirdim, şimdi bu denli sana ilgi ve sevgi duyduğum merak ediyorsundur, benim sana olan sevgim bir annenin çocuğuna olan sevgisiydi mert,ben mutlu bir evlilik yaptım ama eşim ve benim çok istediğimiz bir çocuk Allah bize vermedi senelerde tedavi görmemize rağmen olmadı , tam o zamanlarda sen aradın beni, sesin o kadar masumca ve saftı ki sana kendi çocuğum gibi ilgi duymak sorunlarına dertlerine çare bulmak istedim ve her gün araman için dua ettim, çocuk özlemi mi senle gideriyorum, daha fazla uzatıp üzmek istemem hani bir gün kanaryan ölmüştü çok üzülmüştün ve bir daha şarkı söylemeyecek diyordun bende sana ebedi dünyada o şarkılar söylüyor üzülmem demiştim, işte şimd bir kez daha söylüyorum ben ebedi dünyada telefonun başında değil 10 yaşında çocuğum mutlu olabileceği bir parkta seni bekliyorum, fazla üzülme ve annene çok iyi bak………….

Bu tür yazıları okuyup ta düşününce hayatın herkes eşit ve adil davranmadığını görüyoruz, bu yaşanası kaderimiz yarınların ne getireceğini bilmeden bu günden kurduğumuz hayallerin acısı,her birey olarak topluma karşı görevlerimiz var. Bunlar mutlaka maddi anlamda olmamalı, biz dışında yaşayan insanlar olduğunu unutmamalıyız ve onlarında bizim olduğu gibi sorunları vardır. Peki elimizden gelen bumu sadece onların sorunlarını izleyip “ALLAH yardım etsin zor” deyip geçmek mi . hayır böyle olmamalı kesinlikle elimizden geldiği kadar ama içten bir şekilde bu tür sorunları olanlara yardım etmek. Unutmayın insan yaşadığı hayatı sadece o anki ve geçmişi hatırla geleceğin ne getireceği bilinmez, bir an için o kişilerin yerini kendimizi koyalım ve düşünelim…………..


Fatih_han545@hotmail.com

1 yorum:

Adsız dedi ki...

sizi tebrik edıyorum. Gercekten olaganüstü ve harika bır hıkaye olmuş.Tam bir sağduyu örneği.Çok duygu yüklü bir hikaye. Bir annenin evladına olan sevgisini,içtenliğini ve masumiyetini anlatıyor.Keşke günümüz insanları bencilliği bırakıp çevresındeki yardıma ıhtıyac duyan tüm insanlara yardımcı olsalar. Toplumumuzda malesef herseyı ferdı yasıyoruz.Bu da çok acı verici.Sağduyumuzu ve insanlık vazifelerımızı unutmuş bır toplum olmaya basladık. Bu zincirleri kırıp insanlıga nasıl yardımcı olabılırım dıye düşünmeli insan.üşenmeden, ertelemeden bir an önce eyleme gecmek gerekıyor dıye düşünüyorum.Böylesıne içten ve toplumumuzdaki kanayan yaraları dıle getırdıgınız için sizi tebrık edıyor, insanların en kısa zamanda uykularından kalkmalarını temennı edıyorum. Böyle bırseye vesıle oldugunuz ıcın de sonsuz tşkler.